YÜZÜĞÜN HELALLİĞİ, HARAMLIĞI, SÜNNETLİĞİ, MÜBAHLIĞI
- Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haram işlemiş olurlar. Kadınlar ise takabılirler (el-Mevsılî, el-Ihtiyar fi Ta`lili`l-Muhtar, Mısır IV, 224: Merginânî, el-Hidaye, IV, 82; Ibn Abidîn, Reddü`lMuhtar, Ist. 1233, V, 216). Hz. Peygamber bir hadisinde; Ipek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" buyurmuştur. (Tirmizî, Libas, 1).
- Takınılan gümüş yüzüğün ağırlığının 1 miskal’den (1,5 dirhem, 4 kırat), günümüz ölçüsüyle 4,618 gr.’dan yüksek olmaması lazımdır. [İbn Âbidîn, 5, 135]
- Demir, bakır, kurşun ve tunç gibi madenlerden yapılan yüzükler hem erkeklere hem de kadınlara mekruhtur (el-Mevsılî, a.g.e., IV, 224). Akîk ve yeşim gibi kıymetli taşlardan yapılanlar ise kadın erkek herkes için caizdir. (Ibn Abidin, a.g.e.; V, 315).
- Erkek olsun kadın olsun, yüzüklerine yakut, akik, zümrüt, zeberced vb. kıymetli taşlardan birini koydurmalarında bir sakınca yoktur. Nitekim Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) mübarek parmağındaki yüzükte, Habeşistan’dan gelme bir taş bulunduğu el-Hâvî li’l-Fetâvâ’da [1, 116] kaydedilmektedir. Ancak, el-Fetâvâ’l-Hindiyye’de [5, 335] erkeklerin yüzüğüne birden fazla taş koydurulmasının mekruh olduğu ifade edilmiştir.
- Muhaddis Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman b. el-Fadl b. Behram ed-Dârimî (rh. v. H. 255) hazretlerinin Sünen’inde, iki taneden fazla yüzük takınmanın mekruh olduğu ifade edilmiştir. Buradaki ifadeden, iki tane yüzük takınılmasının mubah, ama ikiden fazlasının ise mekruh olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte her iki yüzüğün de aynı parmağa takınılmamasına işaret olunmuştur.[el-Fetâvâ’l-Hindiyye, 5, 335]
- Enes b. Mâlik ve Abdullah b. Ömer, bu mührün Peygamberimiz’e has olduğunu şöyle nakletmişlerdir: Resulüllah (s.a.s) gümüşten yüzük yaptırdı. Kaşına “Muhammed Resulüllah” yazısını nakşettirdi ve buyurdu ki: “Hiçbir kimse yüzüğüne aynısını nakşettirmesin. (Buharî, Libâs 54; Müslim, Libâs 54)
- Yüzük kaşına kişinin isminin veya Allah'ın isminin nakşedilmesi caizdir. Bir insanın şekli veya bir kuş resmi yapmak caiz değildir.» Muhammed Resulullah» yazmak da caiz değildir. Yüzük bir miskalden daha ağır olmayacaktır.(Reddu'l-Muhtar İbni Abidin ^Şamil Yayınları^)
- Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) gümüş yüzük takınmıştır. Bu sebeple yüzük takınmak caiz olmanın da ötesinde sünnettir. Nitekim vefat ettiğinde parmağında gümüş bir yüzük bulunmaktaydı. Üzerinde de, “Muhammedun Rasûlullah” yazılıydı. Daha sonra bu yüzük, sırasıyla Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman (r.anhum hazeratına intikal etmiş… Hz. Osman “Eriş” kuyusunun başında meşgulken, yüzük buraya düşmüş ve kaybolmuştur. Bütün aramalara rağmen de bulunamamıştır.[el-Fetâvâ’l-Hindiyye, 5, 335]
ÖRNEK YÜZÜK YAZILARI BÜYÜKLERİMİZİN YÜZÜKLERİ“Peygamber efendimiz parmağında takılı bulunan ve üzerinde Allah ve Muhammed yazılı olan yüzüğüyle uygun olmayan yere girmeden önce içeri doğru çevirir ve sağ eline takardı bu rivayet üzerine Kaşında Allah’ın ismi veya Peygamber’in adının yazılı olduğu bir yüzükle helaya giren kişi, yüzüğünü gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharetleneceğinde sağ eline alarak kaşı avucuna gelecek şekilde olmalı veya parmağından çıkarmalıdır.” (İbn Abidin, V, 317).
http://enesklc.blogspot.com.tr/2017/05/peygamberimiz-ve-bazi-islam.html
- Son devir dersiâmlarından Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiyye-i Müceddidîn kolu silsilesinin son halkasını teşkil eden vâris-i Rasûl üstâzünâ Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretlerinin yüzük mevzuundaki tavsiyeleri şöyledir:
“El parmaklarına yüzük takmak meselesi:
"Yüzük, sağ elin yüzük parmağına takılır. Orta parmağa ve küçük parmağa takılmaz. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) hazretleri bir-iki defa küçük parmağa takmışlar ise de, bu ‘hasâis-ı nebî’dendir. Ve erkekler için altın isti’mâl etmek haramdır. Yüzük, sol elin hiçbir parmağına takılmaz; bilhassa hacı yüzükleri gibi yüzükler üzerinde Mekke ve Medine gibi mukaddes belde isimleri ve bazı yüzüklerde de Lafza-i Celâl gibi isimler bulunur. Taharette ise sol el kullanıldığından, böyle Lafza-i Celâl ve mukaddes beldeler bulunan yüzükler de, taharet mahallinde isti’mâl edilmiş olacağından pek büyük zararı tevlid eder. Zamanımızda böyle olduğu için yani sol elde kullanıldığından Bâsur hastalığı çok oluyor. Dikkat oluna!..
“Taharette kâğıt (tuvalet kâğıtları dışındaki yazmaya ve baskıya müsait kâğıtlar) kullanılmaz. Çünkü Lafza-i Celâl ve Kur’an-ı Azîmü’ş-şân(bu nevi) kâğıtlar) üzerine yazılıyor (basılıyor). Kâğıdın ilk yapıldığı yer (Çin-Hindistan) olduğundan, Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.)hazretleri o tarafa doğru ayağını uzatıp yatmamışlar.” [Ahbab Hocaefendi merhum, Notlar, s. 30]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder