4 Ocak 2017 Çarşamba

SATRANÇ HARAM MI???

-Sâtranç Hint kaynaklı, çok eski bir oyun olmakla beraber, müslümanlar onu Ömer Efendimizin halîfeligi döneminde, Iran kanalıyla öğrenmişlerdir. Yani satranç Resûlullâh (s.a.s.) döneminde Müslümanlar arasında bilinmemekte idi. Bu yüzden çoğunluğa göre Rasûlullah Efendimiz satranç hakkında birşey söylememiştir. Onu sahabe daha sonra tanımış ve cevazı konusunda fikir birliğine varamamış, bu yüzden fıkıhçıların fetvâsı da değişik olmuştur. Mesela sahabeden Ibn Abbâs ve Ebû Hureyre gibi satrancın mübah (sakıncasız) bir oyun,olduğu görüşünde iken, Ali Efendimiz gibiler de satrancın Kur'ân-ı Kerimin yasakladığı kumar (meysir) (Bakara 2/219; Mâide 5/90) cinsinden olarak haram olduğu kanaatindedirler. (Sabûnî, Ravayı', I/280) ZaMahşerî haramlığı konusunda Rasûllullah Efendimiz'den (s.a.v.) de bir hadîs nakleder. (ZeMahşerî, I/199) Ancak bunun sahih olamayacağını daha önce görmüş olduk. 

-Hanefî ve Mâlikilere göre satranç, tahrîmen mekruhtur yani harama yakındır. [el-Bâci, el-Münteka, 7, 278; İbn Âbidîn Hâşiyesi, 6, 394] EK OLARAK  ***İmam Ebû Yusuf’un satrancı mubah saydıklarını kaydetmektedir. Vehbâniyye, Şarih’in “Satrançta beis yoktur” sözüne ise, “Bu bir rivayettir” demektedir.(Reddü’l-Muhtar, 5: 523.)

-Hanbelî âlimlerinin sahih olan görüşü, satrancın her ne şekilde olursa olsun oynanmasının haram olduğu yönündedir. Ancak Hanbelîlerin diğer görüşüne göre, oynarken araya bir şey konmazsa, farzı terke ve haramı işlemeye sebep olmazsa, satranç oynamak haram değil mekruhtur. Buna bağlı olarak satranç aletini alıp satmak da haramdır. [İbn Kudâme, el-Muğnî, 9, 171] EK OLARAK (Bk. Davudoğlu V/34; Cezirî, el-Fikh ale-I-mezâhib N/51) 

-Şâfiîlere göre satranç tenzihen mekruhtur, haram değildir. Mezhebin sahih görüşü budur. Bunlara göre satranç tavladan hafiftir. Tavlanın özünde, fal oklarında olduğu gibi, atmak vardır. Satrançta ise tefekkür / düşünme temel esastır. Bu da savaş taktiğini öğrenmekte faydalıdır. Yine Şâfiîlere göre satranç aletini alıp satmak mekruhtur. [Nevevî, el-Mecmu', 9, 244; İbn Hacer, ez-Zevâcir, 2, 326]
İmam Nevevî’nin de belirttiği gibi, satrancın mubah sayılması için dört şartın mevcut olması gerekir:
1. Satranç oynayanlar, oyuna dalmak suretiyle namazın gecikmesine meydan vermemelidir.
2. Satranç, kumara yol açacak şekilde para ve benzeri bir menfaat karşılığında oynanmamalı, yani kazanan ve kaybeden bir şey alma şartını koşmamalıdır.
3. Oynayanlar, oyun esnasında dillerini kötü sözlerden yalan, gıybet ve küfürden sakındırmalıdır.
4. Satranca alışan kimseler, ondan vaz geçemeyecek kadar müptelâ olmamalıdır.
-***Netice itibariyle, İmam Şâfiî ve Ebû Yusuf’un şartlarına uyarak ruhsat tarafını tercih edip, satranç oynayanların mes’uliyetten kurtulmaları mümkündür.***
***********************************************************************************************************************
A-İmam Hâkim’in (rh.) Müstedrek’inde rivayet ettiği bir hadis-i şerif şöyledir: “Üç şeyin dışında, dünyanın bütün eğlenceleri bâtıldır (boştur – faydasızıdır). Bunlar; yayınla ok atman (vatan-millet ve namus müdafaasıyla ilgili eğitimler), atını eğitmen (gene cihad ile alakalı olarak antrenman yapman-yaptırman) ve eşinle oynaman / oynaşmandır.” [Bkz. Ali el-Müttakî, Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 10863]
B-Nesaî ve Ebu Davud’un rivayet etmiş oldukları benzer bir hadiste de, “Üçü hariç, hiçbir oyun (eğlence) övülmez. Bunlar, kişinin atını eğitmesi, eşiyle oynayıp eğlenmesi, ok ve mızrak atmasıdır [Bkz. A.g.e, Hadis no: 10862] buyrulmuştur.---Bu hadisler konu alınarak oyunlar helal mi mekruh mu haram mı diye ayır edilir.

-Yazıyı Hz. Büreyde’nin (r.a.) rivayet ettiği bir hadisle noktalamak isterim: 
"Rasülullah (s.a.v.) buyurdular ki, ‘Kim tavla oyunu oynarsa, elini domuz kanına bulamış gibi olur" [Müslim, Sahih, Şi'r, 10, Hadis no: 2260; Ebu Dâvud, Sünen, Edeb 64, Hadis no: 4939] 
Sadece zaman geçirmek için ortaya bir menfaat/para koymadan oynanan domino, okey, tavla… gibi oyunlar mezhep imamları arasında ittifakla haramdır.
İmâm-ı Âzam (rh.) hazretleri, “Felaketlerin-musibetlerin en büyüğü, vakti boşa geçirmektir” ikaz ve ihtarında bulunmuşlardır.