En mühim vazifelerimiz, en güzel ahlâkî esaslarımız Nisa Sûresi, 36. âyet-i kerîmesinde tavsiye buyurulmaktadır. Bu âyet-i kerîme şöyle tefsir edilmiştir:
Ey Müslümanlar!
- (Allâhü Tealâ'ya ibadet ediniz) onu tevhide; Allâh'dan başka ilah olmadığına inanıp ona itaata, namaz, oruç gibi ibadetlere devam ediniz.
- (Ve ona hiçbir şeyi şerik koşmayınız) Cenâb-ı Hakk’a âşikâr ve gizli surette hiçbir şeyi ortak ve benzer tutmayınız.
- (Ve anaya, babaya iyilik ediniz) onların haklarına riayet, kendilerine yardım ve hürmet eyleyiniz, onlara duada, teşekkürde bulununuz.
- (Ve akrabalara;) kardeşler, amcalar, dayılar gibi yakınınız olan kimseye de iyilikte bulunun, onlarla güzel konuşup görüşünüz.
- (Ve yetimlere) babalarını kaybetmiş, yardıma muhtaç bulunmuş çocuklara da elden gelen yardımı esirgemeyiniz.
- (Ve yoksullara) fakirlere, hiç malları olmayanlara, çalışıp kazanmaktan mahrum bulunanlara da ihsanda bulununuz onların hallerine merhamet ediniz.
- (Ve yakın komşuya) size akrabalık veya civar itibariyle yakın olan komşuya da iyilikte bulununuz,
- (Ve uzak komşuya) da akrabalık veya civar itibariyle uzak bulunsalar bile iyilik ediniz.
- (Ve yanınızdaki arkadaşa) beraber yolculuk yaptığınız kimseye ve beraber ticarette, sanatta veya ilim tahsilinde bulunduğunuz zata veya refikanız olan kadına da iyilik ediniz, ona da ihsanda, iyi muamelede bulununuz.
- (Ve yolcu olana) yurdundan ayrılmış bulunana, misafir sayılana da yardım ediniz.
- (Ve sağ ellerinizin mâlik olduğu) kölelerinize, cariyelerinize ve hayvanlara güzelce muamelede bulununuz, onlara güçlerinin yetmeyeceği işleri gördürmeyiniz.
- (Şüphe yok ki, Allâhü Teâlâ, mütekebbir) yakınlarına, komşularına ve diğer insanlara karşı kibir ve azamette bulunan şahsı (ve müftehir olanı) başkalarına karşı övünen şahsı (sevmez) onun bu haline razı olmaz.